Küçükken çok hareketli bir çocuktum. Sokakta bir sürü oyunlar oynardık, en çok da futbol... Ortaokula başladığımda beden eğitimi öğretmenim sayesinde, kendisi aynı zamanda antrenör, gerçekten futbola başlamış oldum. Kendisinin üzerimdeki emeği çok büyük, halâ birlikte çalışıyoruz ve onu çok seviyorum.
Bu süreçte karşılaştığım en büyük engel yaşadığım sakatlıktı, diyebilirim. Daha 15 yaşındaydım, küçük olduğum için bu süreç beni çok etkiledi ve yıprattı. Menisküs ameliyatı oldum ve 3 ay koltuk değneği kullandım. Keşke olmasaydı ama bu süreci oldukça iyi atlattım. Benim için çok büyük bir tecrübe oldu. Futbolu ne kadar çok sevdiğimi bir kez daha anlamış oldum.
Sezona Telsiz Sporda başladım. Ama play offlara çıkamadık. Devre arasında Hitap spor ailesine katıldım. Herkesin şampiyonluğa inanmış ve adapte olduğu bir ortam vardı. Başkanımız, hocamız, takım arkadaşlarım, her birimiz birbirine kenetlenmiş kocaman bir aile gibiydik. Arkasından da şampiyonluk geldi.
En eğlendiğim ve özlediğim kısım ortaokuldu. Yeni başlamıştık ama takım olarak birbirimize düşkün ve iyiydik. Her katıldığımız turnuvada il birinciliklerimiz oluyordu. Deplasmanlar çok keyifliydi.
Saha içinde herkesin bütün olarak hareket etmesi, oyuncu-yönetim grubunun birbirini sürekli desteklemesi ve şampiyonluğa inancı, bir zorlukla karşılaşıldığında yardım elinin birden fazla olması, diyebilirim.
Düşünmemeye odaklanıyorum. İşi kaslarıma bırakıyorum. Kalede atacağım köşeye bakıyorum ve düşünmüyorum.
Futbol maçlarında forvetleri izliyorum, nasıl alan boşaltıyorlar, topun yönüne göre nasıl hareketleniyorlar vs. Bitiricilik antrenmanları yapıyorum, genelde antrenmanlarım gol bölgesinde oluyor.
Avrupa'da oynamayı çok istiyorum. Bunun için çok çalışmam gerekiyor ve çalışmayı seviyorum. Bir gün bu hayalimi gerçekleştireceğim kendime inanıyorum.