INDEX

--Eylül Elgalp Röportajı--, Özgür Kayaoğlu

Eylül Hanım merhaba, Adana İdmanyurdu’nda başlayan futbol kariyerinizi en son Beşiktaş'ta noktalamış, o dönemlerde Milli Takımlarda da uzun süre oynamışsınız. Hem Türk Kadın Futbol Kulüplerindeki hem de Milli Takım'daki tecrübeleriniz size neleri öğretti?

Adana İdmanyurdu heybemi sırtıma yükleyip, 8 sezon boyunca içini tecrübeyle doldurmaya başladığım ilk kulübüm. Milli takım kariyerim 2005 yılında Riva tesislerinde başladı. Yaklaşık 2013 yılına kadar U17-U19 ve A Milli Takım kategorilerinde devam etti. 2005’lerde kulüp şartları ve milli takımların standartları arasında büyük uçurum vardı. Bizler kulüplerde çok zor şartlarda antrenmanlara ve deplasmanlara gittik. Oynadığımız çamurlu veya balçıklı sahalardan çıkıp Milli Takım kamplarına gittiğimizde, oynadığımız futbolun aslında ne kadar keyifli olduğu gerçeğiyle yüzleştik. Kulüplerde farklı deneyimler, Milli Takımlarda ise daha farklı deneyimler edindim. Benimle kan bağı olmayan insanlarla da aile olunabileceğini, birlik ve beraberlikle bizden daha güçlü takımları da yenebileceğimizi, pes etmemeyi, umudu kaybetmemeyi, topluluğa nasıl hitap edileceğini, girişken olmayı, kimlerle nasıl iletişim kurulabileceğini, zorlukların üstesinden gelmeyi ve hayatta bahanelere yer olmadığını öğrendim. Bu deneyimleri akademik hayatımda, sosyal ortamımda, öğretmenlik mesleğimde ve annelik vasfımda hayat boyu cebimde gezdirdim ve gezdirmeye de devam ediyorum.

Türk Takımlarıyla Avrupa Takımları arasındaki belirgin farklar size göre neler?

Avrupa’da kadın futbolunda çok eski yıllara dayanan ve köklü kulüplerin kadın futboluna çok erken yıllarda girdiği gerçeği var karşımızda. Dolayısıyla oturmuş bir sistem, zamanında başlayıp biten planlanmış bir lig şeklinde sürdürülüyor. Bu da beraberinde kadın futbolculara istihdam kazandırıyor ve ekstradan hayatı idame ettirebilmek için çalışmaya ihtiyaç duymuyorlar. Bu sayede kadın futbolcu, kendinde sadece futbolda ihtiyaç duyduğu fiziksel gücü, mental sağlığı, yeterli antrenmanı ve dinlenme fırsatını bulabiliyor. Bizde durumlar 2021 yılına kadar bunun tam tersiydi. Köklü kulüplerin ülkemize kadın futbol takımlarını kazandırmasıyla, ekonomik anlamda futbolcular hem kendilerini daha değerli hissetmeye hem de hayatlarını idame ettirebilecekleri ekonomik getirileri bulmaya başladılar. Gelelim köklü kulüpler dışındaki takımlara. Bulundukları illerden belediye destekli devam eden kulüpler diğer kulüpler gibi olmasa da belli standartlarda bu işi yürütebiliyor. Tamamen birkaç iş insanının desteğiyle, belediyeden istenen otobüs, forma, eşofman vb. destekler ile bu işi götürmeye çalışan kulüplerimiz de var. Şuraya geliyorum; evet bir lig var ancak ligde yer alan oyuncuların ekonomik kazanç ve kulüp koşulları arasında hala uçurum fark var. Bence öncelikle buna çözüm bulunmalı. Ne zaman bir ligde tüm oyuncuların ulaşım- beslenme- barınma – malzeme standartları eşitlenir, o zaman Türkiye Kadın Futbol Süper Liginde futbolu tartışabiliriz.

Maç yaptığınız yerli ve yabancı takımlardan en disiplinlisi sizce hangileriydi?

Bugüne kadar karşılaştığım en disiplinli takım Almanya idi. Önde olmalarına rağmen oyun sistemini 90.dakikaya kadar uygulamaya çalışan, nasıl başladıysa aynı disiplin ile maçı tamamlayan bir takımdı.

Bir röportajınızda kadın futbolunun gelişimi için TFF'nin yoğun çaba harcadığından fakat kulüplerin bu özeni gösteremediğinden bahsetmişsiniz. Siz TFF'nin Anadolu'daki tüm kadın futbol kulüplerinin gelişimi için maddi manevi gerçekten yoğun çaba harcadığını düşünüyor musunuz?

Bu yalnızca federasyonun desteğiyle olacak bir şey değil. Ligin sponsorlarının artması gerekli. Yalnızca Süper Lig için değil 1.- 2. ve 3. Lig için de desteklerin artması gerekli. Bildiğim kadarıyla Süper Lig dışındaki diğer liglerin sponsoru bile yok. Bunu bir önceki yanıtımda da bahsettim. Federasyondan beklenen; tüm kadın futbol Lig takımlarının deplasman ve barınma standartlarını sağlaması. Örneğin tüm kulüplerin federasyonun anlaşmalı olduğu uçak firması ve otelleri belirlemesi, her kulübün bu avantajı kullanması gerekir. Bu işler kulüplere bırakıldığında bütçeye göre ihtiyaç karşılanır. Bu da futbolcu için önemlidir. Mental anlamda kazanç dışında en azından ulaşım ve barınma eşitlenebilir.

Futbolu bıraktıktan sonra Beden Eğitimi Öğretmenliğine başlamışsınız. Orada kızların futbola ilgisi nasıl, bir takım oluşturdunuz mu? Bir sonraki aşamada bir kadın futbol kulübü kurma veya teknik direktörlük gibi hedefleriniz var mı?

Evet, beden eğitimi ve spor öğretmeniyim. Okulumda futbol, basketbol ve voleybol takımları kurdum. Tabi ki en ait olduğum branş futbol. İzmir'de yaşıyorum ve öğretmenlik yapıyorum. Burada herhangi bir semtte halı sahalarda antrenman yapan spor okullarını izlemeye gittiğinizde, içlerinde kız çocuklarının da olduğunu çok rahat görebilirsiniz.

Kadın Futbolunun gelişimine yönelik bir çalışmanız, projeniz olacak mı?

Hedeflerim arasında bir takım kurmak veya teknik direktör olmak var tabi. Bununla beraber saha içinde olmasam da idari menajer, sportif direktör olarak da yer almayı istiyorum. Bunun da eğitimlerini alacağım. Uefa B lisans başvurumu yaptım. Eğitim için aranmayı bekliyorum şu anda.