INDEX

--Monica Raluca Röportajı--, Özgür Kayaoğlu

Sizi tanımayanlar için, kendinizden biraz bahseder misiniz?

Merhaba, benim adım Monica Raluca Simes, Romanya'dan geliyorum. Ben eski bir atletizimci ve futbolcuyum.


Futbola nasıl ilgi duydunuz ve bu anlamda erken yıllarınızdan itibaren futbol gelişimini nasıl devam etti?

Romanya'dan 15 sene futbol oynadım ve bu süreçte 8 şampiyonluk yaşadım. Orada oynadığım takımlarla (CFF Clujana, CFF Olimpia Cluj) Şampiyonlar Liginde de oynadık ve 2 defa ilk 16'ya kalmayı başardık. Sonra transfer olduğum Yunanistan Liglerinde 1 sene oynadığım takımımla (AS Volos) Ligi 2'nci sırada bitirdik. Ardından Türkiye Süper Liglerinde oynadığım Konak Belediye spor takımımla art arda 5 kez şampiyonluk yaşadık ve bu takımla Şampiyonlar Liginde ilk 16'ya kaldık. Son olarak Fenerbahçe'den transfer teklifi gelmişti fakat o dönem hamileliğime denk geldiği için bu teklifi geri çevirmek zorunda kaldım.


Romanya doğumlu eski bir futbolcu ve şu an bir teknik direktör olarak Romanya ve Türkiye'deki futbol geçmişinizden, başarılarınızdan ve gelişiminizden bahseder misiniz?

Tüm bu deneyim ve tecrübelerimin ardından 4 yıl önce aktif futbolu bırakarak ilk olarak Altay'da teknik direktörlük kariyerime başladım ve bir sonraki yıl Konak Belediyespor'da Yardımcı Teknik Direktör olarak devam ettim. Devamında Romanya'da ilk sene Carmen Bucharest'den teklif aldım. Yarım sezonda bu takımı Kupa Şampiyonu yaptım. Geçen yıl ise Farul Constanta takımında Teknik Direktörlük kariyerime devam ettim orada da 1'nci Lige ilk kez çıkan bu takımı Lig Şampiyonu yaptım. Bu arada ben hayattan büyük zevk alan bir anneyim, Wliiam'ın annesi:)

Son 20 yılda Romanya'daki ve Türkiye'deki Kadın Futbol yapılanmaları hakkında nasıl bir yaklaşımınız ve değerlendirmeniz olur?

Ben Romanya'da ilk olarak atletizm branşında spora başladım. Orada çok güzel dostluk grubumuz oluşmuştu. Atletizm den sonra birlikte eğlencesine futbol oynuyorduk o dönem. Sonra aramızdan biri bir futbol takımında oynamaya başladı ve biz de yavaş yavaş o takımlarda futbol oynamaya başladık. O dönem birkaç kulüp dışında kadın futbol yapılanması yoktu ve biz bir yemek karşılığında futbol oynuyorduk çünkü gerçekten seviyorduk bu işi. Sonra insanları maçlarımıza davet etmeye başladık ve onlar da ne kadar istekle ve disiplin içerisinde oynadığımızı görmeye başladıklarında bize olan saygıları artmaya başlayarak yıllar içerisinde taraftar sayıları çoğalmaya başladı. Sonra başka takımlar da kurulmaya başlayarak Süper Lig, 1'nci Lig, 2'nci Lig gibi ligler kurulmaya başlandı. O arada Romanya Kadın Milli Takımı kuruldu ve orada ilk oynayanlar bizlerdik. Tüm bu gelişmeler sonucunda birçok kız Romanya'da futbola başlamış oldu. Bugün artık Romanya'da bir kadın sadece futbol oynayarak geçimini sağlayabilir, duruma geldi. Romanya'da taktik, teknik ve fiziksel anlamda eğitimlerim devam ederken futbolu başka bir ülkede kadınların nasıl bir eğitim alarak oynadıklarını merak ediyordum. Yani bu işe farklı bir pencereden bakma isteği oluşmuştu bende. Bu sebeple Türkiye'yi tercih ettim ve buraya geldim. Türkiye'de taktiksel anlamda kadınları daha iyi eğittiklerini gözlemledim ve uzunca bir süre burada kendi eksiklerimi iyice geliştirdim. Sonuç olarak Romanya ve Türkiye bana futbol anlamında çok farklı deneyim ve tecrübe kattılar. Her iki ülke için de kadın futboluna bakış açısı olumlu anlamda çok gelişti. Kadınlar için artık futboldan sonra, öğretmenlik, teknik direktörlük, mentorluk, menajerlik, sportif direktörlük, kulüp başkanlığı, hakemlik gibi pek çok branşta iş sahaları mevcut ve bu yüzden futbolu bıraktıktan sonra bir boşluğa düşmüyorlar, iş seçenekleri çok fazla.

Eşiniz ve deneyimli bir menajer olan Andrew Simes, size bu konuda hangi destekleri sunuyor?

Eşim Andrew teknik direktörlük konusunda yetenekli olduğumu ve bunu üstüne koyarak devam ettirmem istiyor. Bu alanda benim bile fark etmediğim yeteneklerimi açığa çıkmasında onun çok büyük yardımlarını ve rehberliğin gördüm. Eşim futbol camiasında tanınmış bir menajer olduğu için çok daha üst takımlarda teknik direktörlüğe başlayabilirim fakat ben bu işi adım adım öğrenerek ilerlemeyi tercih ettim. Türkiye'de UEFA B Lisansı almıştım, burada da UEFA A Lisansı aldım ve UEFA PRO Lisansını da alacağımı biliyorum, çünkü bu işi gerçekten çok seviyorum ve her gün yeni bir şeyler öğrenmek beni ciddi anlamda motive ediyor. Tüm bu gayretlerim konusunda eşim Andrew her zaman bana mentorluk yapıyor ve motive ediyor, arkamda böyle bir desteği hissetmek bana ayrı bir güven veriyor. Biz eşim Andrew'le gerçekten harika bir takımız:)


Kız çocuklarına ilham kaynağı olmak adına onlara ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Eğer ki bir planları varsa buna mutlaka inansınlar, güvensinler ve mücadeleyi asla bırakmasınlar. Hele ki onları bu konuda destekleyen aileleri, antrenörleri varsa emin olsunlar ki rüyaları gerçek olacak :)