INDEX

--Nagehan Bulut Röportajı--, Özgür Kayaoğlu

Nagihan Hanım Merhaba, Lisanslı olarak şimdiye kadar formasını giydiğiniz 13 Takımın içerisinde yer alan Tranzonspor, Konak Belediye Spor, ALG Spor, ABB FOMGET, Ataşehir Belediyespor gibi çok önemli takımlarda kaleyi korumuş biri olarak, takımlar bazında 16 yıllık futbol deneyimlerinizden, tecrübelerinizden ve üzerinizde emeği geçenlerden bahseder misiniz?

16 yıllık bir serüven yaşadım, her takımda yeni şeyler öğrendim, arkadaşlar edindim. Birçok şampiyonluklar yaşadım. Şampiyonlar Ligine gittim. Bambaşka bir duygu. Umarım her sporcu arkadaşımıza nasip olur. Her takımda kendimi geliştirmek ve daha iyisini yapmak için çalıştım. Hedefim Avrupa'da oynamak. Bu tecrübeye ve birikime sahip olduğumu düşünüyorum. Gelişimimde ve kariyerimi şekillendirmemde çok önemli rolleri olan antrenörlerle çalıştım. Alper Boğuşlu, Omay Yılmazer, Hamit Cihan ve İsmail Güney gibi kaliteli antrenörlerle çalıştım.

Bir takımın kalecisinin aynı takımın golcüsüyle aynı değerde olduğu sizce ülkemizde ne kadar biliniyor ve önemseniyor?

Ülkemizde daha yeni yeni kalecilere değer verilmeye başlandı. Boyu uzunsa kalıplıysa kaleye geçsin mantığındaydı çoğu antrenör. Artık kalecinin de önemini katkısının fazla olduğunu anladılar. Bir kaleci size tek başına puan ve puanlar aldırabilir ama bir golcünün puan ve puanlar alması için yanındaki arkadaşlarına ihtiyacı vardır. Bu da kalecinin daha da önemli olduğunu gösterir.

Kalecilere verilen değerin daha da önemsenmesi için sizce bu konuda kimlere görev düşüyor?

Tabi ki ilk görev antrenörlere düşüyor. Kalecileri ikinci planda tutmamaları gerekiyor. Kalecileri oyuna sokmaları lazım. Artık günümüzde kaleciler de ön libero gibi oynuyorlar. Bu da takımı önde bir oyuncu fazla yapar.

Eksiklerinizi giderme konusunda hırslı bir sporcu musunuz, bu konuda kendinize ekstra hangi çalışma planlarını uyguluyorsunuz?

Antrenman esnasında olsun maç esnasında olsun hem kendimi hem de takım arkadaşlarımı analiz ederim. Sonrasında eksilerim ve artılarımı düşünürüm. Buna göre de antrenörlerimle konuşup antrenman çizelgesi ayarlarız. Ekstra çalışmayı çok severim. Eksiklerimi giderene kadar da üstüne giderim. Ta ki en iyisini yapana kadar hırsımı kontrollü ve mantıklı kullanırım.

Türkiye'de farklı şehirlerde ve takımlarda oynayan kadın kalecilerin birlikte bir araya gelip sosyal aktiviteler, kamp, seminer ve benzeri etkinlikler yapmaları, moral ve motivasyon anlamında size neler kazandırır?

Sosyalleşmek, bir şeyler paylaşmak, aktiviteler yapmak her sporcu için tabi ki de faydalı olur. Bu bir de kamp ortamında gerçekleşirse daha güzel olur. Fikir alışverişleri, tecrübeler, yaşanılan güzel şeyler, hepsi gelişim için önemli şeylerdir ve motivasyon anlamında da faydalı olur.

Kadın Kalecilere yönelik böyle bir sosyal etkinlik ve kampın Avrupa'da tanınmış hangi kaleci antrenörünün koordinesinde gerçekleşmesini isterdin?

Massimo Battara

Türkiye şartlarında kadın kaleci olmanın zorlukları nelerdir, kaleciler en çok hangi ana başlıklarda problemlerini dile getiriyorlar?

En büyük sorun kaleci antrenörünün olmaması. Sadece birkaç takımda var. Alt liglerde neredeyse çoğu takımda kaleci antrenörü yok. Birçok kaleci kendi kendine çalışıyor ya da takımla birlikte çalışıyor. Fiziki gelişim olarak yetersiz kalıyoruz. Bu da biz kalecileri zorluyor. Zaten ülkemizde kadın futbol mu oynar mantığıyla savaşırken birde kaleci olmanın zorluklarıyla savaşıyoruz maalesef.

Havadan veya yerden, uzaktan veya yakından, en çok hangi tür kurtarışlar sana haz veriyor?

Her kurtarıştan haz alıyorum ama en çok çatal diye tabir ettiğimiz 90'na giden topları çıkarmak ve karşı karşıya kaldığım pozisyonlar haz veriyor.