Merhabalar, öncelikle kadın futbolunun gelişimi adına yaptıklarınız için size bir kadın futbolcu olarak teşekkürlerimi sunuyorum. 8 yıllık geçmişime bakacak olursak eğer, ilk olarak 2014 yılında Fatih Vatan Spor Kulübünde kadın futbol ligine giriş yapmıştım. Lisansım yeni çıkmasına rağmen takımın en küçüğü olarak kendimden 10 yaş büyük ablalarla ilk 11’de forma terletiyordum. Performansım çok iyi ilerlerken Beşiktaş kadın takımıyla olan lig maçında kafa topuna çıkarken talihsiz bir şekilde menisküsümü yırttım. Acilen ambulans geldi ve hastaneye kaldırıldım. 15 yaşımdayken menisküs operasyonu geçirmiş oldum. Daha sonra o zamanlar imkanlar bu kadar iyi değildi ne yazık ki ve iyileşip toparlanmam uzun sürdü. Tekrar futbola döndüğümde kısa bir dönem Fatih Vatanda oynadıktan sonra Kemer Fk’ya transfer oldum. 2 sezon orada oynadım ve şampiyonluk yaşayıp takımı 2.senesinde bir üst lige çıkarmayı başarmıştık. Daha sonra üniversiteye geçiş dönemimde de futbola ara vermek zorunda kaldım. Tekrar döndüğümde ülkemizde pandemi olduğundan dolayı ligler oynatılmıyordu. Bu süre zarfında kendim antrenmanlara ve kendimi geliştirmeye devam ettim. Pandemi bittiğinde Kemer FK’dan Bağcılar Evren Spor’a transfer oldum ve 2.ligten namağlup şampiyon olarak 1.lige yükselme başarısı gösterdik.
Şampiyonlukta çok büyük katkım oldu ve yaptığım gol ve asistlerle herkes bana çilingir demeye başlamıştı. Bu sezon içinde çok şanssızlıklar yaşamama rağmen Süper Lig takımlarından Kireçburnu SK’ya transfer olup tüm maçlarda takım kaptanı olarak forma terlettim. Mevkii konusuna gelecek olursak eğer futbola ilk başladığımda sağ bek ve stoper olarak görev aldım. Daha sonra çeşitli bölgelerde oynadım fakat asıl mevkiim her zaman sağ-sol açık yani hücum oyuncusu olarak devam etti. Çünkü çizgide kendimi daha rahat hissediyorum, ortalarıma ve şutlarıma çok güveniyorum. Tabi ki eksiklerim çok fazla ve her zaman kendimi geliştirmeye devam edeceğim fakat son vuruşlarımın ve bitirişlerimin de iyi olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. En sevdiğim özelliğim ise çalışmaktan hiç bıkmam ve disiplini çok severim.
Türkiye’de ne yazık ki kadın futbolu hala hak ettiği ve olması gereken yerde değil. Yurtdışındaki kadın futboluyla bizim futbolumuz arasında çok fazla fark var. Ülkemizde kadın futboluna verilen değerin az olduğunu düşünüyorum. Zaten hala amatör statüde olmamızdan da anlaşılıyor her şey. Bu da biz kadın futbolcuları her anlamda olumsuz yönde etkiliyor. Bana göre her takımın masörü ve fizyoterapisti olmalı. Diyetisyeni ve psikologu olmalı. Atletik performans koçu, teknik direktör, yardımcı antrenörler ve kaleci antrenörü her takımda olması gerekiyor. Maddi imkansızlıklar çok fazla. Ne yazık ki hala ücret almadan oynayan oyuncular bile var sadece bu işi sevdiği için. Çok şükür biz en azından kendimizi geçindirebiliyoruz fakat aldığımız ücretler döktüğümüz terin karşılığı ne yazık ki değil.
Biz de erkekler gibi aynı sahada 90 dk boyunca aynı şartlar altında ter döküyoruz ve buna rağmen onlar gibi imkanlarımız yok. Sağlık konusuna gelecek olursak ve bence en önemlisi bu konu her kulüp, oyuncusu sakatlandığında arkasında durmuyor ne yazık ki. Tedavi masraflarını karşılamıyor ve oyuncuyu yalnız bırakıyor. Sırf bu yüzden bile futbola küsen, futbolu bırakan çok yetenekli kızlarımız var, arkadaşlarım var. Onun dışında ülkemizde kadınların futbol oynamasını sempatiyle karşılamayan “Kadınlar futbol mu oynar?” diyen ve bu zihniyette olan bir sürü insan var hala ne yazık ki. Sporun cinsiyeti, yaşı, ırkı, dini vs. olmamalı. Biz kadınların isteyip de yapamayacağı hiçbir şey yok bana göre. Futbolu küçüklüğümden beri seviyor ve oynuyorum. Babam futbol antrenörü ve onun erkek takımlarıyla sürekli olarak antrenmana çıkıyorum. Erkek arkadaşlarımla halı saha maçları yapıyorum ve hep beraber bundan çok keyif alıyoruz. Umarım bir an önce kadın futboluna bakış açışı erkeklerinki gibi olur.
Öncelikle futbol bende bir şeyi çok istediğim zaman onu elde etmek için sonuna kadar mücadele etmem ve ne yaşarsam yaşayayım hiçbir zaman pes etmemem gerektiğini öğretti. Bence hayattaki en önemli şeylerden biri insanın sevdiği işi yapması. Ruhen ve bedenen insana iyi gelen şeylerden biri bu. Sevmediğimiz bir işe ne kadar motive olabiliriz veya ne kadar kendimizi verebiliriz ki? Ama sevince ve isteyince insan daha da başarılı oluyor. Küçüklüğümden beri sporla uğraştığım için çevrem genişti ve futbol sayesinde çok daha fazla çevrem oldu. Çok güzel arkadaşlıklar edindim ve spor sayesinde Türkiye’nin birçok şehrini gezmiş oldum. Sporun güzel yanlarından biri de bu olsa gerek :)
Ne yazık ki bazı problemler var bu konuda. Yeteri kadar çalışma yapıldığını düşünmüyorum kadın futbolu için. Ben 2022 yılında Marmara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük Bölümünden mezun oldum ve biz kadın futbolcularla ilgili testlere, çalışmalara çok az yer verildiğini hatta neredeyse hiç yer verilmediğini görüyorum. Kesinlikle bu yönde akademik çalışmaların sayısı artmalı. Böylelikle ülkemizdeki kadın futbolu da, futbolcularımız da gelişmiş olacaktır.
Kesinlikle ve kesinlikle ilk yapacağım değişiklik statü olurdu. İnsanlar bana “hangi ligde oynuyorsun?” dediklerinde “Süper Lig”de oynadığımı söylüyorum ve ardından doğal olarak “profesyonel misin?” diye bir soru geliyor. Ben de “ne yazık ki hala statüde amatör olarak geçtiğimizi ve üzülerek profesyonel olmadığımızı” söylüyorum. Direk bakış açısı değişiyor, gelişimimiz kısıtlanıyor, alınan maaşlar, sağlık imkanları, oynanan sahalarda vs. amatör olgular hâkim maalesef. Statü profesyonel olmalı, her takımın kendine ait bir tesisi olmalı, saha sıkıntısı olmamalı. Bunun içinde tabi ki maddi destekler ve sponsorluklar çok çok önemli.
Türk kadın futbolunun dünyada adından söz ettirebilmesi için ülkemizde kadın futbolunun çok daha fazla gelişmesi lazım ne yazık ki. Çünkü dünyadaki kadın futboluna göre çok eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum. Fakat hiçbir şey için geç değil. Yeterli imkân ve desteklerle beraber çok daha iyi seviyelerde olabileceğimizi düşünüyorum. Yeter ki isteyelim ve desteklenelim.
Evet sizin de dediğiniz gibi spor hayatıma 9 yaşındayken basketbolla başladım. İstanbul Üniversitesi altyapısında yetişip 2.lige kadar geçen bir basketbol hayatım oldu. Bu süreçte hiç unutmadığım anılar biriktirdim. Basketbolda 2010-2011 senesinde Sivasta Türkiye Şampiyonluğu yaşadım. Çok güzel ve özel duygulardı benim için. 10 numaralı formayı giyiyordum fakat her zaman içimde bir futbol sevdası vardı. Çünkü babamla küçükken hep futbol maçları izlemeye giderdik, önceki soruda da söylediğim gibi babam da bir teknik adam ve küçüklüğümden beri onun kulübüne gidip erkeklerle antrenman yapardım. İlkokul ve ortaokul zamanımda da basketbol takımındayken bile teneffüslerde erkek arkadaşlarımla futbol maçları yapardım.
O zamanlar kadın futbolundan haberim yoktu. Taa ki ben liseye geçene kadar. Kazandığım lisede kadın futbol takımı olduğunu duydum ve hemen seçmelere girip okul takımında oynamaya başladım. Çoğumuz lisanslı sporcu olmamamıza rağmen Türkiye şampiyonasında 4.lük yaşamıştık. O zamanlar da okul takımı maçında kulüp hocası oyunumu beğendiğini söyleyip beni Fatih Vatan Spor Kulübüne almak istediğini dile getirmişti. Futbol hayatım bu şekilde başlamış oldu. Basketbolun futbola olan katkılarına gelecek olursam da fiziki açıdan bana çok büyük faydası oldu. Basketboldan dolayı kuvvetli, hızlı ve disiplinli bir sporcuydum. Bu da benim futboluma çok güzel bir şekilde yansıdı. Zıplama yeteneğim basketboldan dolayı çok gelişmişti ve futbolda bu yüzden hava hakimiyetimin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Diğer bir güzel şey ise kesinlikle koordinasyon ve kondisyon. Altyapıdan beri bu antrenmanları gördüğüm için şanslıydım. Oyun zekâsı, pasların kalitesi, güç ve kuvvet, arkadaşlık ve takım ruhu, zamanlama, disiplin ve çalışmak. Bunların hepsini basketboldan futbola, futboldan da özel hayatıma aktardım. Şimdi ise kadın futbolcu olmamın yanında hem bir antrenör hem de bir beden eğitimi öğretmeniyim. Sporun içinden gelen biri olarak herkesin hayatında spora yer vermesi gerektiğini düşünüyorum.
En büyük hayalim Türk A Milli Kadın Futbol Takımı forması giymek. Bir diğeri de yurtdışında futbol oynamak. Gerçekten yurtdışındaki kadın futbolunda atmosfer çok güzel ve o atmosferi ben de yaşamak istiyorum. Kocaman bir stadyumda, dolu tribünlerin önünde gollerimi attıktan sonra anne ve babama koşup gollerimi onlara armağan etmek istiyorum. Futbolda oyuncu olarak kariyerimi tamamladıktan sonra antrenör olarak futbol hayatıma devam etmek istiyorum. Son olarak şunu eklemek isterim ki benim gibi kadın futboluna gönül veren gençlere ve kardeşlerime söyleyeceğim tek söz; “Asla hayallerinizden vazgeçmeyin ve hayalinizi gerçekleştirmek için çok çalışın :)”