Öncelikle merhabalar. Tuğba ben, 19 yaşındayım. Konyaaltı Gençlik Spor’da oynuyorum.
Nasıl kaleci oldum, öncelikle oradan başlayalım. Futbola sevgim küçükken sokaklarda top oynayarak başladı. İlk başladığım zaman forvet oynuyordum. Sonrası bir antrenmanda hocam kaleci olmamı istedi. Antrenmandan alıp kaleci antrenmanına gönderdi. Çok istekliydim, isteyerek yapıyordum sporu. Gelişme sağladım.
Ben 3 branş denedim. Her şeyden önce 7 yaşımda atletizm ile başladım spora. Sonra futbol çok hoşuma gidiyordu. Taekwondo’ya da bir şeyler öğrenmek, kendimi savunmak için başlamıştım. Sonra 3 branş birden beni zorlayınca atletizmi bıraktım. Futbol ve taekwondoyu ilerletmek istedim. Yaklaşık 4 yıldır taekwondo yapıyorum. Siyak kuşak 1.Dan'da ilerliyorum.
Şimdi Antalya'da 2.lig takımında oynuyorum. Çok güzel çalışmalarımız oluyor ve belli bir hedefimiz var o da şampiyon olmak. Önceki sezonlarda Süper Lig ekiplerinden BİTEXEN Adana İdmanyurdu ve 1'nci Lig ekiplerinden Giresun Sanayispor gibi üst lig takımlarında oynadım. Şampiyonluk varsa ben de varım, dedim ve o yola baş koyduk. Güzel bir şekilde sakatlıksız bir sezon olmasını istiyoruz.
Kulübümüzün antrenmanlarını yeterli buluyorum tabii ki. Çünkü kondisyon açısından kendi gurubumuzda bizden iyisi olduğunu düşünmüyorum.
Bence kalecilik ve futbolculuk ayrı meslekler değil. Kalecilikte de ayak kullanıyorsun ama çok zor bir mevki kaleci olmak. Her zaman teksin ve hata kabul edilemiyor.
Beni zorlayan şut yok çünkü atlamayı, uçmayı seven bir kaleciyim.
Türkiye Kadın Futbol Ligleri çok fazla gelişme sağlayamıyor. Çok iyi futbolcular, çok iyi kaleciler var. Fakat maddi destek olarak çok ilgilenilmiyor ve bununla ilgili bağlayıcı, zorunlu bir yasa da yok.
Kaleciliğe ilgi duyan kardeşlerime şunları öneririm: Ne olursa olsun sizi alta çeken şeyler yapmayın, her şeyden uzak olun, sadece odaklanın. Sonra neler yapabileceklerini görecekler.