Ben Soma’da doğdum. Soma, Manisa’ya bağlı küçük bir ilçe. İlçemizde maden kazası olmadan önce şu an aktif olarak faaliyetlerini sürdüren Soma Zafer Spor kadın futbol takımı yoktu. O yüzden bir dönem arkadaş ortamım sayesinde voleybol oynamıştım. Ama lisans çıkartacak kadar uzun sürmedi.
Açıkçası ben kendimi bildim bileli bu oyunun içerisindeydim. Top ile büyüdüm diyebilirim. Benimle aynı yaşta olan kız arkadaşlarım futboldan hoşlanmazken ben erkeklerle mahallede sabahtan akşama kadar top peşinde koştururdum.
Erkeklere verilen önem kadınlara verilmiyor. Ekipmanlar, sağlanan gelirler vb. destekler bunların bir parçası. Bununla ilgili bir anımı anlatmak isterim eski hocamla ilgili. Zafer spor alt yapısında yetiştim ve 5-6 yıl önce 3. Ligde mücadele ediyorduk. Doğal olarak Soma’nın en güzel stadı olan Atatürk stadında oynamak istedik. Ancak Soma belediyesi bu isteğimizi Soma spor erkek takımı maçlarından ötürü reddetti. Saha zeminine zarar verebileceğimizi öne sürerek bize zemini çok daha kötü olan, perdesi bile olmayan kirli soyunma odalarını barındıran bir sahayı uygun gördü. Zafer spor antrenörüm Hakan Arslancan ben kızlara ikinci sınıf muamelesi yaptırmam’ diyerek bizi bir devre boyunca bütün maçlarda deplasmana götürdü. Tüm maçlarımızı şehir dışında oynadık. Kadın kuruluşları, taraftarlar, basın vb. önemli kişilerin tepkilerinden sonra Soma Belediyesi istediğimiz sahayı verdi.
Aslında bunun faydalarını geçen seneden de görebiliyoruz. Galatasaray, Fenerbahçe gibi birçok süper lig takımlarının işin içine girmesiyle kadın futboluna ilgi gün geçtikçe artıyor.
Kötü tezahürat yapanı da gördüm saha içerisinde çok kötü davrananları da bence bu biraz maçın tansiyonuna göre de değişiyor. Fakat çoğunlukla saygı içerisinde olduğunu söylemem mümkün.
Bu işe sadece spor yönüyle bakmamak lazım bence. Bu ülkede kadına genel olarak bir değer yok, spor sadece kadınların da erkekler kadar başarılı olabileceğinin kanıtı.
Hızla gelişen ve artan bir ilginin olduğu kesin. Önümüzdeki 5 sene içerisinde kadın futbolcuların en azından hayatlarını idare edebilecekleri gelirlere ulaşabileceklerini ve birden fazla televizyon kanallarından da takip edilebilecek seviyeye geleceklerini düşünüyorum.
Ülke olarak bakıldığında futbolu çok seviyoruz. Fakat kadın futbolu bunun yanında Türkiye’de Amerikan futbolu oynamaya çalışmak gibi bir şey.
Daha planlıyız. Her şeyimizi antrenmanımıza göre planlamamız gerekiyor. Ve futbol sayesinde kesinlikle sosyal bir çevremiz oluyor. Ülkenin birçok yerinden hatta şu anda yurt dışından arkadaşlarım var. Yakalayamayacağım fırsatlar elde ettim, birçok şehir ve ülke gezdim. Eğer futbol oynamasaydım, bunların hiçbirine sahip olamazdım.
Gün geçtikçe kadın futboluna olan ön yargılar azalmaya başlıyor. Erkek futbolunda olduğu gibi kadın futbolunda da küfür, kötü tezahüratlar olabiliyor. Maçın temposuna ve kitlesine göre değişkenlik gösteriyor. Erkek futbolundaki kadar fazla olmasa da kadın futbolunda da bu tarz şeylere rastlamak mümkün.
Sports TV gibi bazı kanallar aslında maçları yayınlayarak desteklerini belirtiyorlar. Ama bunu sadece belirli maçlarda yapmak yerine belirli liglerin bütün maçlarını herkesin erişebileceği platformlarda yayınsalar bence güzel olabilir. Sponsorluk bakımından Türkcell Covid-19 sezonunda çok büyük sorumluluk aldı. Vodafone aynı zamanda Beşiktaş için güzel bir medya yüzü oluşturuyor. Sponsorlar gün geçtikçe artıyor. Bu sponsorlar sayesinde başka ülkelerin üst takımlarıyla hazırlık maçları düzenlenebilir. Böylelikle hem Türk futbolunu globalleştirebiliriz hem de izleyici kitlesini artırabiliriz.
Kanada, Amerika gibi birçok ülke aslında bunun mücadelesini verdi ve olumlu sonuçlarını almaya da devam ediyor. Ülkemizde bu fırsat eşitliğini yakalamak için önümüzde çok daha sene olduğunu söylemek mümkün bana göre.
TFF’nin içerisinde bazı kişilerin bunun için uğraştığını biliyorum ama çoğunluk olarak bu durum maalesef hala yetersiz. En basit olarak ligin başlama tarihini bile öğrenemiyoruz ki bu bütün takımları, oyuncuları, yönetimi olumsuz olarak etkiliyor. Sadece kadın futboluyla uğraşabilecek ve kadın futbolu hakkında bilgi sahibi insanlardan oluşan bir birim açılabilir. Medya, sponsorluk işleriyle ayrı ilgilenecek ve gerçekten bu işi yapmak isteyen kişilerle beraber.
Milli maçlar olduğunda o birlik ve dayanışmayı sağlamaya çalışıyoruz ama onun haricinde bir etkisi olduğunu düşünmüyorum.
Beden eğitimi öğretmenleri aracılığı ile okullar birlikte çalışabilir. Sadece belirli bir yaşa kadar okul ligleri oluşturulup yetenekli oyuncuların seçilmesine ve oynamasına katkı sağlanabilir.
Hiçbir oyuncumuz para almadı. Başarılar gelmeye başladıkça şehrimizdeki Özel Medigün hastanesi bize sponsor olmak istedi. Onların sayesinde maç başı cüzi bir miktarda harçlıklar almaya başladık.
Ben geri çok güzel dönüşler aldım. Gerek ailem gerek arkadaşlarım hatta beni tanımayan insanlar bile hep tebrik edip daha iyileri için beni cesaretlendirdi. Önümüzdeki senelerde hep beraber daha iyilerini göreceğimizi umuyorum.
Her güzel şeyin bir zorluğu vardır. Fedakârlık yapmam gereken çok şey oldu bu konuda. Kocaeli’nin okul takımında oynarken her hafta sonu Soma’ya maçlara gidip geliyordum ve haliyle derslerimden geri kalıyordum. İlk başlarda babam gerek yaşım gerek evimize uzaklığı nedeniyle beni tek başıma kulübe göndermek istememiştim. Babaannem ve dedem beni her antrenmana getirip götürmüştü fakat ne zaman milli takımdan ilk davetimi aldım o zaman babam bir şeylerin farkına varıp bu sefer kendi destekledi. Amerika’da oynamak için burs kazandığımda pes etmemem, çok çalışmam için elinden geleni yaptı hep. Herkesin olduğu gibi benim de birçok hayalim var ve her ulaştığım hayalimin de arkası geliyor bu da benim en büyük motivasyonum. Amerika en büyük hayallerimden biriydi ve başardığımı gördükçe daha büyük hayaller kurmaya başladım. Sırada çok daha büyükleri var. Açıkçası hayallerim ve bana inanıp destekleyenler benim en büyük motivasyon kaynaklarım.
Bazen topu almak ve bir daha bırakmamak gerekiyor. Bütün genç kızlara tavsiyem tüm cesaretleriyle hiç pes etmemeleri ve top onlara geldiğinde neler yapabileceklerini göstermeleri.
Futbolu bilen bilmeyen çok fazla kişi birden fazla eleştiri yaptığı için bazı yakalamak zor oluyor. Ama bazen en iyi cevap sadece başarılı olduğunu kanıtlamaktır. Tabi ki benim de şakalaştığım, eleştirdiğim kısımlar oluyor içinde bulunduğumuz sisteme göre.
Gelecekte kadınların kendine meslek olarak futbolculuğu seçebilecek düzeye gelebileceklerini umuyorum. Ben Amerika’da West Alabama üniversitesinde burslu olarak okuyorum. Eğitim ile sporu beraber ilerletmek için üniversite olarak Amerika’yı tercih etmiştim. Çünkü üniversite ligleri uzun ve gerçekten kaliteli oluyor. Önümüzdeki yıllarda, mezun olduktan sonra Avrupa takımında profesyonel olarak oynamak istiyorum.
Profesyonel takımların işin içine girmesiyle aylık gelirler bile önceki sene ile kıyaslandığında çok daha iyi durumda. Bu gelişme bir sene içinde gerçekleşti. Önümüzdeki senelerde ilginin artmasıyla çok daha iyi gelişmelere şahit olacağımızı düşünüyorum.
Profesyonelliğe erişilebilecek derecede yeterli bir destek sunduğunu düşünmüyorum. Özellikle süper lig ve 1. Ligde çok uzak deplasmanlar var fakat federasyon eğer yanlış bilmiyorsam yol ve konaklamanın bir kısmını karşılıyor. Çok da emin olmadığım için net bir şey söyleyemiyorum.
Öncelikle kadın futbol izleyici kitlesinin artması gerekiyor ki kitleler kadın futbolu izlemek istedikçe daha profesyonelleşecek. Bunun için de medya ve markaların sorumluluk alıp işin içine dahil olmaları gerekiyor.
Kadın futboluyla erkek futbolunu şu an karşılaştırmak sadece üzüntüyle sonuçlanıyor. İlerisi için her şeyin daha farklı olacağını umuyorum ama şu an için ne kadar gelişme kaydettiğine bakmak daha doğru diye düşünüyorum.
Bazı kulüpler sadece federasyon üzerinden para almak için sisteme dahil oluyor. Böyle olunca da sadece maça çıkacak sayıda insan bulup lige katılan kulüpler olarak görülüyorlar. Ama alt yapı olarak bakıldığında ciddi şekilde önem veren çok az sayıda kulüp var. Doğru düzgün antrenman yapmayan, iyi bir hocası olmayan birçok takım ileriye dönük yapılanmada sorunlar yaşıyor. Bu tek kadın futbolunda değil genel olarak Türk kültüründe olan bir sorun bana göre. Antrenmanların artırılması,iyi bir hoca ve sıkı bir planlamayla bu sorunun aşılabileceğine inanıyorum.
Özel bir sağlık sigortamız yok eğer kulübe sponsor olan bir hastane varsa ücretsiz olarak yararlanabilecekleri fırsatlar var.
Geçtiğimiz yıllarda Beşiktaş kadın futbol takımı İspanya’nın başarılı takımı Atletico Madrid ile oynayıp çok büyük seyirci sayısı elde etmişti. Bu tip maçların çoğalması kadın futbolunun global bir şekilde izlenmesine zemin hazırlıyor. Ben federasyon başkanı olsaydım, öncelikle sahaların düzelmesini ele alırdım. Mesela süper lig takımlarının kadın-erkek aynı sahada maç oynaması maçlara olan ilginin artmasında önem taşıyabilir.
Kesinlikle bir ihtiyaç çünkü biz kadın futbolcular olarak mesleğimize futbolcu olarak söyleyemiyoruz bile. Geçimimizi sağlamak için ekstra bir mesleklerde çalışmak zorundayız. Bir garantimiz yok.
Bazı kulüpler daha fazla destek buldukları için başlangıç için yeterli diyebileceğim paralar verebiliyorlar. Ama bunun aksine süper ligde önemli bir yeri olan bazı takımlar, kadın futboluna önem vermedikleri için yetersiz kalıyor.
Birçok kadın antrenörümüz olmasına rağmen, yüzdelik olarak fırsatlar hep erkeklere açılıyor. Birçok iyi kadın antrenörle beraber çalışma şansım oldu. Fakat kadına yönelik bir güven eksikliği, bir ön yargı olduğu için tercihlerini hep erkekten yana kullanıyorlar. Hâlbuki Covid-19 sezonunda Alg kadın antrenörle final oynadı, aynı şekilde geçen yıl Karagümrük kadın antrenörle final oynadı. Önleri açıldığı sürece çok başarılı olacaklarına inanıyorum.
Aile ve iş hayatlarındaki durum kişiden kişiye değişebilir. Türkiye’deki çalışma saatleri uzun olduğu için antrenmanlara katılmak da problem oluyor. Ben öğrenci olduğum için bunun sıkıntısı fazla yaşamadım. Çünkü saatler öğrencilere göre ayarlanıyordu. Ama çevremde bunun sıkıntısını yaşayan kişiler var. Çalışma saatleri, antrenman saatlerine uymadığı için antrenmanlara kısıtlı katılabiliyorlardı.
Bence öncelikle çoğu kesimin kadınların da futbol oynayabileceği gerçeğini kabul etmesi gerekiyor. Bu kabul edildiğinde değerin daha artacağına ve başarının da bununla beraber geleceğine inanıyorum.
Hangi ismi verirsem bir diğerine haksızlık olur. Bence hepsi bu zorlu şartlarda bu sporu yapabildiklerini kanıtladıkları için bir ödülü hak ediyorlar.
İsim vermek yerine işin ehli olan hangi kadın gelirse gelsin desteklemekten gurur duyarım.
İşin iç tarafını bilmiyorum ama dışarıdan bir göz olarak baktığımda bence fikir ayrılıkları çok yaşanıyor.
Belki sınırlı sayıda üniversite akademik olarak kadın futbolu hakkında çalışma yapıyordur ama bu yeterli değil.
Kesinlikle hayır. Ben kadın futbolunun içinde olduğumuz için birkaç ekibin etkinliklerini biliyorum ama onun haricinde dışarıdan birine sorsanız birçoğu isimlerini bile duymamıştır.
Spor programcılarının kadın futboluna zaman bile ayırdığını düşünmüyorum. Dünyada kadın futbolunda birçok isim büyük başarılar elde etti fakat medyada hiçbirini duymadık. En kısa zamanda İngiltere milli takım antrenörü hem Hollanda hem İngiltere milli takımında şampiyonluk yaşayan ilk kadın antrenör oldu. Fakat onun başarısı bile Galatasaray erkek takımının sadece bir transfer gündemi kadar bile konuşulmadı.
Aslında isim isim marka söylemek yerine, kadın futbolunun ön plana çıkmasını destekleyen her markanın işin içine dahil olmasını isterim.
İzlemeyi sevdiğim birçok kadın futbolcu var fakat örnek olarak aldığım tek futbolcu var o da Lionel Messi.
Hayır. Yeterli desteği sunduğunu düşünmüyorum. Hala kadın futbol amatör statüsünde. Yeterli gelir sağlanmıyor ve kadın futbolunun gelişimi için medya desteği sağlanmıyor.
Bence şu an derdimizi kimse dinlemediği için hala bu durumdayız ama birçok şeyin değişimi için uğraştığını bildiğim çok isim de var. Buna kadın milli takım antrenörümüz Necla Güngör hocam da dahil.