Geçmişten ziyade geleceği önemseyen, yıllardır kadın futbolunu yakından takip eden ve son olarak ALG Spor’da Sportif Direktörlük yapan Mehmet Suat Özcan konuğumuz oldu. “Ben Değil; Biz” sloganı ile yola çıktıklarını belirten Özcan, kadın futbolu ile ilgili bilgilerini ve deneyimlerini sizler için anlattı.
1965'te Elbistan'da doğdum. Evliyim ve iki çocuk babasıyım. Bir de torun sahibiyim. İlköğretim dönemlerimden itibaren eğitimimi İstanbul'da tamamladım. Eğitimimin en önemli kısmı; Fatih Vatan Lisesi mezunu olmamdır. Buna baştan değiniyorum çünkü eğitim ve spor yaşamımın şekillenmesi açısından bu lise çok önemli. Vatan Lisesi'nde okulun futbol takımında oynadım. Onun dışında atletizm sporu ile okuluma birçok madalya kazandırdım. Vatan Lisesi ile bağım, okulum bittikten sonra da devam etti. İki dönem okul aile birliği başkanlığı yaptım. Eski mezunlarla bir araya gelerek Fatih Vatan Lisesi Mezunlar Derneği’ni kurduk. İki dönem boyunca çalışmalarıma, bu dernek çatısı altında devam ettim. 1928 yılında kurulmuş olan ve babamın kulüp başkanlığı yaptığı Mimar Sinan Spor Kulübü'nde "lisanslı sporcu" serüvenim başladı. 2001 yılında babamın vefat etmesiyle "spor kulübü yöneticiliği" vasfım başladı. Fatih Vatan Lisesi'nde okul aile birliği yöneticiliğimin ardından, bir üst aşama olarak spor kulübü yöneticiliğim de başlamış oldu. 2005 yılında Fatih Kulüpler Birliği'nin kurucu üyesi olarak yer aldım ve yönetimlerinde de bulundum.
Kariyer yolumun 30 yılında Bakırköy Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Bölümü’nde görev aldım. Ayrıca 2009-2014 yılları arasında Fatih Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis Üyeliği görevinde bulundum. Meclis üyeliği yaparken spor komisyonu görevinde aktif olarak çalıştım. Fatih ilçesinde, spor kulüplerimize ekonomik açıdan destek olmak için tüm siyasi partilerin ortak kararıyla “ödül yönetmeliğini” çıkardım.
Bu çalışmalarım sonucunda İstanbul Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu (İASKF) yönetim kurulunda yer aldım. O zamandan bu yana hem kendim hem de ailem sporun içinde kalmaya devam ettik. Oğlum, futbol antrenörü olarak yaşamını sürdürürken; sporla iç içe olan yeğenim de hakem olarak görev aldı.
Kadın futboluna dahil olma adımım, yine Fatih Vatan Lisesi üzerinden başladı. O dönem hem lisenin edebiyat öğretmeni hem de bir antrenör olan Ali Haydar Şahin'in, beni okul kadın futbol takımının başkanlığına davet etmesi sonucu ile başladı. Bu dönemde erkek futbol takımlarında yöneticiliğimin devam etmesi vesilesiyle Aziz Karaca ile görüşerek teklifi ona sunduk. Aziz Karaca kısa bir dönem bu görevi yaptıktan sonra 2013 yılında Fatih Vatan Spor Kulübü Başkanlığını devraldım.
Burada önemli kısım yönetimde birlikte çalışacağımız arkadaşlarımızı belirlemek oldu. "Ben Değil, Biz" sloganı ile yola çıktık. İlk işimiz Fatih Vatan Lisesi’nin takımını, tüzük değişikliğine giderek “spor kulübü” kimliğine dönüştürmek oldu. Fatih Vatan Lisesi, bu dönemden sonra Fatih Vatan Spor Kulübü olarak spor camiası içinde yerini aldı. Yönetimi kurarken, "Biz büyük bir aileyiz." diyerek kurullarımızı oluşturduk. Belki de ilk defa bir futbol kulübünde, birden fazla kadın yönetici bizim ekimizde aktif olarak görev aldı.
Benim başkanlığımda yönetim kurulumuz şu isimlerden oluştu: Seda Kurman, Şükrüye Ergin, Nihal Erk, Mehmet Saka, Hakan Cemal Ergin, Binnur Ceyhan, Yaşar Kara, Hasan Büyükdoğan, Namık Ayanoğlu, Ahmet Köşker, Ali Haydar Şahin, Ali Özev, Aziz Karaca, Haydar Uzun.
Fatih Vatan Spor Kulübü olarak liglerde mücadelemiz başladı. İki dönem 3. Lig’de mücadele ettikten sonra 2015- 2016 sezonunda namağlup şampiyon olarak 3. Lig’den 2. Lig’e yükselme başarısı gösterdik. Yöneticiler, antrenörler ve sporcular takım olarak tam bir aile hüviyetine bürünmüştük. Bu bize 2016-2017 futbol sezonunda da hiçbir yenilgi almadan kupaya uzanmamızı ve o dönem en üst lig olan 1. Lig’e yükselmemizi sağladı.
Bu başarılarda yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımın yanı sıra taraftarlarımıza ve yerel medyaya sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim. Maçlarımız bir festival havasında geçiyordu. Taraftarlarımız; eşimin ve yöneticilerimizin evlerinde hazırladığı sandviç, kek, börek ve dolmaları maçlarda devre arasında gelen izleyicilere ikram ediyordu. Taraftarlarımız çalınan müziklerle coşuyor ve takımlarını destekliyorlardı.
Türkiye 1. Ligi’ne yükselmemizin ardından 2017-2018 futbol sezonunda ayrılık vakti gelmişti. Başkanlığı, o dönem yönetim kurullarımızda aktif olarak görev alan Sayın Hasan Büyükdoğan'a bıraktım.
Türkiye'de her geçen gün, kadın futboluna ilgi ve alaka daha fazla artıyor. Büyük takımların lige katılmasıyla beraber kadın futbolu da ivme kazanmaya başladı. Buna rağmen Türkiye’mizde kadın futboluna bakış açısı çok yerlerde. “Kız futbol oynar mı? Kızların futbolda ne işi var? Futbol erkek işi.” diyenlerle de karşılaşıyoruz. Bu düşünceleri kırmak için de kadın futboluna daha çok eğilmek ve çalışmaları büyütmek gerekiyor.
Kadın futbolunun gelişimi ve büyümesi için; Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Gençlik ve Spor Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, spor kulüpleri ve medya kesinlikle iş birliği içinde olmaları gerekir.
Kadın futbolu gelişim açısından sancılı dönemlerden geçse de TFF’nin yeni kadroları ve teknik ekibi bu konuda önemli projelere imza atıyor. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi önderliğinde; kadın futbolundan sorumlu yönetim kurulu üyesi Nukhet Küçükel Ezberci, kadın milli takımlar antrenörümüz Necla Kırağası ve ekibi kadın futbolunun gelişmesi yönünde önemli atılımlar sağladı.
Bence, kadın futbolunun en büyük sorunu halen amatör statüde yer alması, alt yapı çalışmalarının tam olarak hayata geçirilememiş olmasıdır. Ayrıca, kadın futbolunun en büyük eksiklerinin başında hala ülke genelinde duyurulamamış olması geliyor. Bu üç ana sorun çözüldüğünde diğer tali sorunlarda kendiliğinden çözülmüş olacak.
TFF ciddi bir statü çalışması yaparak kadın futbolunu ayırmalı. Kadın futbolunda alt yapı çalışmalarına öncelik ve teşvik vermeli. Bu çalışmalar sonunda kısa bir süre içinde futbolcu havuzu genişleyecek ve Avrupa ile aramızdaki fark kapanabilecek. Tabii, bunun yanında Türkiye Kupası gibi organizasyonların da kadın futbolu içinde yer alması gerekiyor.
Fatih Vatanspor bu süreçte birçok zorluklarla karşılaştı. Aslında zorlukları yenmenin tek bir yolu vardı; birlik ve beraberlikten geçiyordu. Bu zorlukların altında yatan birkaç sebebi sıralarsak: Deplasman maçlarına gidebilmek için araç bulmada, sporcularımıza harçlıklarını ve maaşlarını vermekte zorlanıyorduk. Spor malzemelerini almakta sıkıntılar yaşadık. Şunu biliyorduk: Yolumuz uzun, meşakkatli ama başarılı olmak zorundaydık. Ekibimizin birlik ve beraberlik ruhu, bu zorlukları aşmamızı ve büyük başarılara imza atmamızı sağladı.
Fatih Vatanspor bu zorlu döneminin ardından, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız, Yaşar Kara, Hasan Büyükdoğan ile bir araya gelerek “şampiyonluk gecesi” adı altında yaptığımız yemekli tekne gezisinde toplanan paralarla tüm borçlarımızı ödedik.
Çıktığımız 1. Lig yolunda takımımızı bu günlere kadar getiren Hasan Büyükdoğan'a takımımızın başkanlığını emanet ettik. Hasan Büyükdoğan bugün süper ligde her sezon takımı şampiyonluk parolası ile yola çıkararak takımımızın finallerde boy göstermesini sağladı. Geçtiğimiz sezon Türkiye ikincisi olarak şampiyonlar liginin kapısından döndük.
Kadın futbolunda ALG Spor’un yeni bir ivmenin başlangıcı kazandığını tüm spor camiasının bilmesi gerekir. ALG Spor’un başarısı için tecrübemi, bilgimi ve birikimimi sunmaya çalıştım. Aslında ALG Spor'un başarısının en büyük payı Kulüp Başkanı Ali Gözcü'ye aittir. Başkan Ali Gözü ile el ele uyumlu bir şekilde çalışmamızın sayesinde şampiyonluklarda ve Avrupa arenasında kendimizi bulduk. Bu süreçte izlediğimiz yol, Ali Gözcü'nün ve benim takım yapılanmasında fikirlerimizin uyuşmasından çıkan birlikle devam etti. Ardından başarılar arka arkaya gelmeye devam etti.
Statü ilk hazırlandığı günden bu yana her yıl üzerine koyularak yenileniyor. Aslında hem TFF yöneticilerimiz hem de futbol kulübü yöneticilerimiz kadın futboluyla birlikte değişiyor ve gelişiyor. Bu statü hazırlanırken kulüplerimiz ile daha fazla istişare yapılmalı, fikirleri alınmalı ve bu fikirler uygunluğuna bakılarak hayata geçirilmeli.
Necla Kırağası'nın yeni görevinde büyük işlere imza atacağına inanıyorum.
Medyanın kadın futboluna bakış açısı beni her zaman üzmüştür. Medya, magazin haberlerinin yanı sıra sadece kadın futbol maçında yaşanan olumsuzlukları manşete taşıyarak kadın futbolunda yer almaya çalışıyor. Tabii ki kadın futbolu haberleri yapan yerel ve ulusal basına teşekkür ediyorum.
Yıllarca söyledim, her spor programlarında iki dakika kadın futbolundan bahsedilseydi şu anda kadın futbolunda geldiğimiz nokta başka bir düzeyde olurdu. Örnek vermek gerekirse: Fatih Vatan Spor'da şampiyon olarak 1. Lige çıktığımızda şampiyonluk haberinin yayınlanması için 2 saat boyunca mesaj attım. Nihayetinde yayınlattım. Sosyal medya dahil olmak üzere her platformda bu şampiyonluğu gündemde tutarak o yıl içinde 10'un üzerinde kadın futbol takımı kuruldu. İşte medyanın gücü burada.
Bu konuda söylenecek tek söz "Profesyonellik". Kadın ve erkek futbolcu arasındaki uçurumun eşit hale gelebilmesi için anlayışın değişmesi gerekiyor. Sponsorların katkı sağlaması gerekiyor. Bunda da birinci görev her zaman olduğu gibi basına düşüyor.
Kadın futbolu ilk olarak okullarda teşvik edilmeli ve kulüplerde devam etmeli. Her ilçenin en az bir veya iki kadın futbol takımı oluşumunu gerçekleştirmesi gerekiyor. Hayali futbol oynamak olan kız çocukları, yerel yönetimlerin destekleri ile kulüplere kazandırılmalı.
Kız çocuklarının futbolcu olmasındaki en önemli etkenler çevre ve mahalle baskısıdır. İlk olarak hayali futbol oynamak olan kız çocuklarımızın aileleri, çevre etkenlere ve mahalle baskısına karşı kızlarının yanında durmayı başarması gerekiyor.
Yabancı futbolcular, Türkiye'ye uyum sağlama sürecini zorlukla aşıyorlar. Bu zorlukların başında dil ve barınma geliyor. Bu sorunları en asgari düzeyde çözümlemek gerekiyor.
Türkiye'de kadın futbolunun istenilen noktaya geleceğine canı gönülden inanıyorum. İstenilen noktaya gelinmesi için camia içinde yer alan kişilerin kadın futbolu üzerinde etkili ve yetkili anlayışları olması gerekiyor. Sorumluluk alan kişilerin yatırım anlayışı, kadın futbolunun gelişimi amacıyla olması gerekiyor.
Kadın futboluna göstermiş olduğunuz bu ilgi ve alakadan dolayı WOMEN GOOL TV ve ekibine, Tivi6 kanalında yayınlanan WOMEN GOOL programına, AKKERMAN Medya’ya ve Tuğba Köşebaş’a teşekkür ederim.