1996 yılında Ankara’da doğdum. İlk ve orta öğrenimimi İhsan Aras İlköğretim Okulu’nda tamamladım. Lisede Ankara Anadolu İletişim Meslek Lisesi Radyo Televizyon bölümüne girerek mesleğimi de seçmiş oldum. 4 yıl bu lisede teorik derslerin yanında uygulamalı dersler de alarak radyo ve televizyon programcılığı konusunda kendimi geliştirmeye başladım. Lisede okurken sektördeki işlere de giderek sahada da çalışma fırsatı buldum. Lise yıllarımda TRT Ankara Seslendirme Müdürlüğü’nde staj yaptım. Bu stajda stüdyodaki denemelerimle spikerlik hayalimin bir gün gerçek olabileceğine inanmaya başladım.
Üniversite hayatıma, Anadolu Üniversitesi Radyo Televizyon Programcılığı ile başladım. Teorik derslerin ağırlıkta olduğu bu programı lisedeki bilgi birikimimle zorlanmadan tamamladım. Ardından Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümüne yerleştim. Sanat Tarihi benim hayata başka pencerelerden bakmamı sağladı. Üniversite yıllarımı keyifle dolu dolu geçirmeye gayret ettim.
Meslek hayatıma 16 yaşında kameraman olarak başladım. Çok sayıda spor müsabakası, televizyon programları ve konserler çektim. Fakat benim hayalim hep televizyonun öteki tarafında olabilmekti. Görüntüm olmasa bile izleyenlere sesimle ulaşmak istiyordum. Kendimi geliştirmek için maçların sesini kısarak anlatmaya başladım. Bu anlatımlarımı sosyal medya hesaplarımda paylaştım ve yönetmen Sayın Ceyhun Coşkun tarafından ilk maçımı televizyonda canlı olarak anlatma şansını yakaladım ve spikerlik hayatım bu şekilde başladı.
2021 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanlığı’nda Videographer olarak başlayan görevime halen devam etmekteyim. Belediyemize bağlı sosyal medya hesaplarına içerikler üretip bu içeriklerin çekim ve kurgu aşamalarında görev alıyorum.
Belediyemiz spora ve sporcuya verdiği desteğin yanında spor yayıncılığına da bir o kadar önem veriyor. Belediyemize bağlı spor kulüplerinin müsabakaları canlı olarak YouTube ve sosyal medya hesaplarında yayınlanıyor. Müsabakalarda spor spikerliği hayalimi ABB Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Koordinatörü Sayın Volkan Memduh Gültekin’in onayıyla gerçekleştirerek Belediyemizin yayınladığı müsabakalarda spor spikeri olarak görev almaya başladım.
Spor Spikerliği her gün çalışma gerektiren ve zor bir meslek. Bu zorlukla mücadele etmenin en kolay yolu ise içimdeki heyecan… Her müsabaka gününü heyecanla bekliyorum ve ilk düdükle beraber bambaşka bir dünyaya giriyorum. Herkesin işini yaparken böyle duygular yaşamasını diliyorum.
Kadın futbolu ülkemizde gelişmekte olan bir spor. 1995 yılı gibi çok da geç sayılmayacak bir zamanda kurulan A Milli Kadın Futbol Takımına sahip olsak bile yine de gelişim açısından Avrupa’ya bakarak çok geç kaldığımızı belirtmek isterim. Ülkemizde “futbol erkek oyunudur” gibi çok yanlış bir algı var. Bu algıyı kırmanın da en kuvvetli yolu kadın futbol takımlarının sosyal medyada güçlü olmasından geçiyor diye düşünüyorum. Özellikle bu algıya sahip olan insanlara kadınların da en az erkekler kadar iyi futbol oynadığını, tesislerinin, antrenmanlarının erkek futbol takımlarından farklı olmadığını göstermek gerektiğini düşünüyorum. Biz de ekip arkadaşlarımızla beraber bu konulara dikkat ederek çekimlerimizi gerçekleştiriyor ve paylaşımlarımızı da bu ölçüde gerçekleştiriyoruz. Maçları anlatırken ise maçın her anını heyecan dolu ve izleyicilere keyif verecek bir şekilde anlatmaya özen gösteriyorum. Kadınların gücünün yeşil sahalarda yeni nesile de son derece ilham verdiğini aklımdan çıkarmadan, küçük yaştaki kızlarımızı teşvik edecek cümleler kurmaya da dikkat ediyorum. Kadın futbol kulüplerinin sosyal medyadaki gücünün yeni futbolcuların da keşfedilmesine katkıda bulunacağına inanıyorum.
Kadın futbol takımıyla çalışmayı bir ayrıcalık olarak görüyorum. Gelişmekte olan kadın futboluna bir nebze katkıda bulunmayı hissetmek bile beni çok mutlu ediyor. “Kadınlar futboldan anlamaz” tabusunu elbirliği ile yıkmaya başladık. Öyle ki FOMGET KFT Şampiyonlar Ligi’nde ülkemizi Avrupa’da temsil edecek ve şanlı bayrağımızı dalgalandıracak. Bu sayede tüm önyargıları da yıkacağımıza inancım tam.
FOMGET KFT altyapıya verdiği destekle genç futbolcu yetiştirmek konusunda da ülkemizin önde gelen kulüplerinden. Altyapı sayesinde kadın futbolunun bilinilirliği de ülke genelinde artmış durumda. İlk ve orta öğretimde öğrenciler arasında son derece ilgi gören bir yere geldi ve aileler de kız çocuklarını futbol kulüplerine gönderme konusunda artık daha istekli davranıyorlar. Ülke olarak bu şekilde devam edersek gelecek yıllarda dünya genelinde başarılar alacağımıza hiç şüphem yok.
Futbolcularımızı çekerken onların en doğal hallerini yakalamaya gayret ediyorum. Verdikleri mücadeleyi, harcadıkları enerjiyi izleyiciye hissettirecek açılar çekiyor ve ona göre kurguluyorum.
Antrenörlerimizi özellikle oyuncularla olan iletişimlerini ön plana çıkaracak şekilde göstermeye çalışıyorum.
Yöneticilerimizi protokol kurallarını aşmadan daha sade ve net bir şekilde çekiyor ve kurguda da ona göre müzikler seçip kurguluyorum.
Mizanseni çok ama çok az kullanmaya çalışıyorum. Futbolcuların bir aktris kadar rol yapamayacağı bilinci ile çekimleri yapıyorum. Doğallığı ve sadeliği ön plana çıkarmayı çok daha doğru buluyorum. Maç günleri oyuncuların konsantrasyonlarını bozmadan çekim yapmaya dikkat ediyorum. Antrenman ise daha rahat; bu sebeple daha fazla açıyla çekim yapma imkanını yakalıyorum.
Şampiyonluk sezonun başından beri bir hayal olarak hep aklımın bir köşesinde duruyordu. Maçları anlatırken “Bu takım çok şey vadediyor” ifadesini sıklıkla kullanıyordum. Bu ifadeyle izleyiciye şampiyonluğun hiç de uzak olmadığını, inanılırsa başarılabileceğini de hissettirdiğime inanıyorum. Şampiyonluk karşılaşması İzmir’de oynandı ve takımla beraber kamptaydım. Takımın maça nasıl hazırlandığını, toplantıları, antrenmanları, sevinçleri, göz yaşlarını çekme fırsatı yakaladım. Şampiyonluk bir sezonun tüm yorgunluğunu alıp götürdü.
Şampiyonluk maçına iyi başlayamadık ve golü ağlarımızda gördük. İlk yarı bitmeden yapılan değişiklerle oyunda üstünlüğü ele geçirdik ve 90+7’de beraberlik golünü bularak maçı uzatmalara taşıdık. O an şampiyon olacağımızı hissettim… Futbolcularımız sanki maç yeni başlamış gibi uzatma dakikalarını oynadılar ve 4-2 gibi net bir galibiyetle hak ettiğimiz kupayı Cumhuriyet’in 100. yılında Ankara’ya getirdik. Bizim ön plana çıkartmak istediğimiz unsur da buydu. 100. yılda başkente ilk kez bir şampiyonluk kupası geliyordu...Ben bu vesile ile Sayın Başkanımız Mansur Yavaş’a ve kulüp yöneticilerimize de verdikleri destekten dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.
Türkiye kadın futbolunun tanıtılması konusunda Avrupa’ya göre oldukça geride. Kulüp sosyal medya hesaplarından önce üzerinde durulması gereken çok daha önemli bir konu var; yayıncı kuruluş. Kadınlar Süper Ligi’nin henüz bir yayıncı kuruluşu yok. TFF’nin süreci hızlandırıp bir kuruluş ile anlaşıp kadın futbolunun ülke genelinde yayılmasına öncülük etmesini bekliyorum. Sosyal medya hesaplarında ise FOMGET KFT özelinde geçmiş yıllara bakarak çok yol kat ettiğimizi düşüyorum. Bununla yetinmeyip her gün gelişiyor ve Avrupa’daki örneklere de göz atarak içerikler üretmeye gayret ediyoruz.
Kadın futbolu henüz hak ettiği yerde değil fakat özellikle altyapıya verilecek desteklerle çok hızlı gelişeceğini düşünüyorum. Futbolun mücadeleye dayalı olması kadın futbolunu ayrıca güzelleştiriyor. Kadınlar zorluklarda pes etmez sonuna kadar savaşır.
Kadın futboluna yeni başlayacak kardeşlerimize tavsiyem; size “yapamazsın” diyenlere inat hayallerinizin peşinden gidin ve asla pes etmeyin, futbol en çok size yakışır...
Naçizane birkaç tavsiye verecek olursam sektörümüz her gün yenileniyor ve çok hızlı gelişiyor yeni ekipmanları takip etmeniz ve konunuzla alakalı farklı içerikleri izlemenizi öneririm.
Women Gool dijital dergisi ve televizyon programında görev alan tüm ekibe sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum. Türkiye’de yapılmayan bir işi yapıyorlar. Umarım bu tarz dergi ve programların sayısı artar ve kadın futbolu ülkemizde yaygınlaşmasına yardımcı olurlar.