INDEX

--Gökhan Demirci Röportajı--, Özgür Kayaoğlu

Hocam merhaba. Bize hem bir beden eğitimi öğretmeni ve eski bir futbolcu olarak, hem de şu an bir teknik direktör olarak öncelikle Türkiye'deki hikayenizi anlatır mısınız?

Merhaba. Adım Gökhan Demirci. 1969 yılında Ardahan / Çimenkaya köyünde dünyaya geldim. Spora olan ilgim çok küçük yaşlarda başladı. Sporla tanışmam ise ilkokul çağında atletizm ve futbol takımına seçilmem ile hareketlilik kazandı. İlkokul ve Ortaokul çağında yakaladığım sportif başarılar sebebiyle Ankara’ya taşındım. Lise çağına geldiğimde liselerarası dünya şampiyonasında 5000 mt. Dünya ikincisi oldum ve Milli takıma seçilme onurunu yaşadım. Sonrasında ise Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Fakültesinde futbol antrenörlüğü ve öğretmenlik eğitimi gördüm. 1986 ve 1995 yılları arasında Petrol Ofisi ve PTT futbol kulüplerinde futbol oynadım. Dizimde kronikleşen sakatlığım sebebiyle erken yaşta futbol kariyerimi sonlandırdım. Akabinde MEB’e bağlı bir lisede beden eğitimi öğretmeni olarak antrenörlük ve öğretmenlik kariyerime başlamış oldum. Birkaç yıllık antrenörlük tecrübelerimin ardından, 2000’li yılların başında Ankara ve Türkiye’ye damgasını vuran Kaya Bayazıtoğlu Lisesi Futbol Takımı Antrenörlüğünü yaptım ve futbol takımını oluşturdum. Kendi döneminin en iyi futbolcuları olan Umut Bulut, Adem Koçak, Doğa Kaya, Serkan Balcı, Hakan Söyler, Şener Özcan ve Kerem Şeras gibi genç ve yetenekli isimlerden oluşan takımımızla sayısız Ankara Şampiyonluğu, Türkiye Şampiyonluğu ve İtalya’da düzenlenen ISF Dünya Liselerarası Futbol Şampiyonasında Dünya 4.cülüğünü kazandım. Türkiye’de yaşadığım sure boyunca birçok yetenekli futbolcunun Türk futboluna kazandırılmasında rol aldım. Ankara’nın çeşitli kulüplerinde Ersun Yanal gibi birçok kıymetli antrenörün scout ekiplerinde yer aldım.

Yurtdışı deneyimlerinizi anlatır mısınız?

2002 yılında yabancı dil eğitimi almak için Amerika’nın New Jersey eyaletine yerleştim. Dil eğitiminin yanı sıra Parsippany Soccer Kulübünde Antrenörlük yaptım ve gençlerde Tri State şampiyonluğu yaşadım.
2005 yılında Almaya’nın Köln eyaletine yerleştim ve spor liselerinde öğretmenlik ve futbol antrenörlüğü yapmaya başladım. Bu süre zarfında Almanya ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun düzenlediği UEFA B ve UEFA A kurslarını başarıyla tamamladım. Aynı zamanda bir futbol beşiği olan Almanya’nın Bayer Leverkusen, Mönchengladbach ve Alemannia Aachen Takımlarında ileri düzey antrenörlük eğitimi aldım ve birbirinden değerli kulüplerde antrenörlük yapma fırsatı yakaladım. Bir Hollanda takımı olan PSV Eindhoven tarafından düzenlenen “Genç Yeteneklerin Kazanılması” isimli projede aktif olarak rol aldım. Hollanda, Almanya ve Belçika’da profesyonel düzeydeki Kadın Takımları antrenman sistemleri ve analizleri üzerine çalışmalar yaptım. Kısa ve Orta vadede hedefim öncelikle Avrupa’da yaşayan Türk futbolcuların ülkemiz futboluna kazandırılması ve Türk futbolunun Avrupa ve Dünya arenasında hak ettiği yere ulaşmasında fayda sağlamaktır.

Şu anki işiniz nedir?

Şu an UEFA Prolisans Kurs Başvuru sürecim devam etmekte olup aynı zamanda 7 yıldır Alemannia Aachen Kadın Futbol Takımını çalıştırmaktayım.

Futbol antrenörlüğündeki felsefeniz nedir?

Çok çalışmak, güvenilir, inandırıcı ve dürüst olmak. Herkesin arkadaşça bir ortamda bulunması. Neşeyle kazanmak için oynamak.

Bir oyuncunun teknik ve taktik becerilerini geliştirme yaklaşımınız nedir?

Antrenörlük bir tür öğretmenliktir. Bu yüzden futbolda pozisyonunu ne olursa olsun topa yapılan iyi bir dokunuş ve kontrol, size bir sonraki hamleniz için kolaylık sağlar. Güçlü ve sert bir savunma oyuncusu olsanız bile, modern futbolda makul seviyede bir teknik ve taktik beceriye sahip olmanız gerekir. Bunun için de fiziksel özelliklere bağlı top sürme, topa müdahale, şut çekme, oyunu yönlendirme, pas ve ilk dokunuş gibi ana başlıklarda düzenli antrenman planlaması yaparak oyuncuların gelişmesini sağlıyoruz.
Yetenekli bir oyuncu olabilirsiniz ancak, onu maçta ne zaman ve nasıl kullanacağınızı biliyorsanız takımınıza katkı sağlarsınız. Topsuz oyun, çok önemlidir. Doğru alana mı koşuyorsunuz, rakipleri kapatabiliyor musunuz, takıp arkadaşlarına alan açıp pozisyona sokmak için rakip defans oyuncusunu toptan uzaklara çekebiliyor musunuz, bütün bunlar iyi çalışılarak geliştirilmelidir. Antrenman kültürü bu konuda çok değerlidir.

Rakiplerinizden önde olmak için antrenörlükteki günceli nasıl takip ediyorsunuz, takıma hangi yenilikleri uyguluyorsunuz?

Tabi ki günceli sosyal medyadan takip ediyorum. Futbol dahil tüm spor branşlarında, açılan kursları yakından takip ediyorum. Burada birçok önemli kulübün antrenmanlarını ve resmi maçlarını gidip bizzat izliyorum ve bunu sık yapıyorum. Birçok önemli gördüğüm pozisyonların çalışmasını kendi takımıma da uyguluyorum. Oyuncularımın seviyesine göre uygulamalı, taktiksel ve mental olarak hem antrenman hem de maç analizi yapıyor, bir sonraki maç için hazırlanıyoruz.

Yaralanma önleme ve yönetimi ile ilgili deneyimleriniz hakkında konuşabilir misiniz?

Bunu iki başlık altında toplayabiliriz:

1-) Antrenman öncesindeki ısınma ve egzersizler çok önemli. Oyuncuların müsabakalara fiziksel ve mental olarak iyi hazırlanması, en önemlisi de Sağlık Departmanıyla birlikte kontrollü çalışmak.
2-) Sürekli ve düzenli antrenman yapmak, disiplinli bir şekilde egzersizleri ve esnemeleri doğru bir şekilde yapmak.

Dünya Kadın Futbolu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir, Türk Kadın Futbolcuları dünya standartlarına ulaştırmak için ne gibi projeleriniz var?

Öncelikle dünyada kadın futbolu çok hızlı gelişiyor. Hem sporcu hem de seyirci sayısı artıyor. Böyle olunca medyanın ilgisi de artıyor. Bununla beraber sponsorlar devreye giriyor ve kadın futbolundaki ekonomi de güç geçtikçe büyüyor. Bugün Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda gibi ülkeler başta olmak üzere Avrupa'da birçok ülkede kadın ligleri profesyonel statüde oynanıyor. Hal böyle olunca zincirleme olarak alt yapılara verilen önem artıyor, antrenörlerin kalitesi artıyor, oyuncu kalitesi artıyor, medya ilgisi atıyor ve erkek futbolundaki kaliteyi yakalamaya başlıyorsunuz. Tabi burada Kadın Futbolunun gelişimi için 2000'lerin başından beri UEFA'nın Federasyonlara sunduğu maddi manevi desteği de göz ardı etmemek lâzım.
Kadın Futbolunda Türkiye'de de önemli yatırımlar göze çarpıyor. Süper Lig Takımlarının Kadın Futbol Branşı açmaları buna en iyi örnek olur. Türkiye'nin Kadın Futbolunda Dünya ve Avrupa Standartlarını yakalaması için şu başlıklara önem verilmeli;

- Ekonomik destek
- Kaliteli Antrenörlerin yetiştirilmesi
- Alt yapılara çok önem vermek
- Alt yapılarda daha fazla antrenman ve maç yapmak
- Yurtiçi ve Yurdışı sık sık turnuvalar organize etmek.
- Alt yapılarda yetişen futbolcuları A Takımda oynatmak

Bu sayede hem oyun hem de oyuncu kalitesi artacaktır. Avrupa'da 13-14-15 Yaş grupları yılda ortalama 60-70 maç yapmaktadır. Avrupa'da futbol oynayan küçük yaş gruplarını sıkı takip edip oradaki organizasyonu Türk Futboluna kazandırmak büyük önem arz eder. Bu çalışmalar futbol oynamak isteyen kız çocuklarımıza da çok iyi örnek olacaktır. Teknik ve taktiksel becerilerin daha küçük yaşta öğretilmeye başlanması bize her zaman büyük avantaj sağlayacaktır.