Fomget’te 10 yıl forma terlettim ve yetiştim. Futbolu öğrendim, çok zorlu süreçlerden geçtik takımla beraber ama oradaki son sezonumun şampiyonlukla bitmesi beni çok onurlandırdı. Yetiştiğim, büyüdüğüm takıma son borcumu da ödemiş oldum.
Bu süreçte başta beni yetiştiren, futbolu bana katan abimin emeği çoktur. Hiçbir zaman beni yanından ayırmadı ve hep destekledi. Daha sonra ailemin diğer fertleri çok destekledi. Benim futbola başladığım yıllarda Fomget’te görev alan Baki hocam ve o zamana kadar çalıştığım tüm hocalarımın üzerimde emeği çoktur.
Transfer sezonunda beni istediler, konuştuk anlaştık ve transferim gerçekleşti. Çok heyecanlı bir süreçti. Takıma çok çabuk adapte olabildim. Herkes çok samimi, konuşkan ve cana yakındı, hiç zorluk çekmedim.
Öncelikle böylesine büyük bir camianın içinde olduğum için çok gururluyum. Bu arma altında çıktığım ilk maçımda çok heyecanlıydım çünkü her zaman istediğim bir yerdeyim. Nerede oynuyorsun sorusuna Galatasaray demek çok göğüs kabartıcı. Burada olduğum için çok mutluyum.
Her zaman stresle başa çıkabilmeyi başardım. Buradaki takımdaşlık herkesin sorumluluklarını ve stresini azaltıyor.
Her zaman %100 le maça çıkarım ve psikolojimi hazırlarım. Tabi her zaman istediğim şekilde oynayamam ama mücadeleden asla kaçmam.
Her zaman kendimi motive etmeye yönelik konuşurum ve bu beni rahatlatır. Hep kendim olmaya çalıştım, bu yolda da ilerlemek istiyorum. Yaptığım işte en iyi olmak istiyorum.
Yaptığım iş doğrultusunda oynadığım kulübüm ihtiyacım olan her şeyi karşılayabilmeli. Mesela antrenman düzeni, takım disiplini, yani beni sporda tutacak her şey olmalı.
Daha önce de teklif aldım ama daha dışarı çıkmak için pişmem gerektiğini düşündüm ve bu sene transfer olmak için zamanlamanın doğru olduğunu düşündüm.
Olumlu durumlarda kendimi tekrar ciddiyet içerisine sokarım ve olmamış gibi devam ederim. Olumsuz durumlarda ise sakin kalıp hırsımı doğru yerde kullanmayı tercih ederim.
Her sporcu gibi tabii ki de Avrupa hayalim var. Oynamak isteseydim Olympique Lyon da oynamak isterdim.