Aile ortamı olan yardımsever ve yıllardır birbiriyle büyümüş bir takım. Savaşçı bir ruhum var ve Horozkent'te hep savaştım, mücadele ettim, çalıştım. Horozkent ilk kulübüm ve orada futbola dair bir çok anım var, bu yüzden benim için özel bir yerde . 7 sene boyunca her kategoride bir çok şampiyonluk yaşadım.
Gerçekten güçlü bir alt yapısı var. Yetenekli çok fazla oyuncusu var ve doğru şekilde kullanıldıklarında zamanla bu yetenekler fark yaratıyor. Alt yapıda bireyselden çok takım olmak aşılanıyordu. Birbirinin eksiğini kapatmak, saygı duymak, takım için savaşmak öğretiliyordu. Bu da Horozkent'in ön planda olmasını sağlıyordu.
Trabzon'a transfer olmam açıkçası beklemediğim bir durumdu. Süper Ligde oynamak hedeflerim arasındaydı. Eski hocam aradı ve Trabzon'un benim hakkımda bilgi topladığını söyledi. Daha sonra Trabzonspor ile iletişim kurduk ve şu an Trabzondayım.
İlk defa Denizli dışında oynamak heyecanlı ve özellikle 4 büyüklerden Trabzonspor'da oynamak çok gurur verici, inanılmaz müthiş bir şey. Zorlandığım tek konu Karadenizliler'in çoğu yüksek ses tonuyla konuşuyor. Ben buna başlarda alışmamıştım. Başka da zorlandığım bir konu yok.
Defansın her bölgesinde oynarım, çoğunluk sağ bek ve stoper oynadım
Maçın ilk 10 dakikası karşımdaki rakibi gözlemlerim. Hangi ayağını kullanıyor, zaafları nedir vb. ona göre hamlelerimi yaparım.
Şu an kendimi geliştirmekte olduğum ve performansımın üstüne koyarak gittiğim bir dönem. Daha da artacağını düşünüyorum.
Kadın futbolu eskisinden çok daha iyi durumda. Oyun anlamında bazen seyir zevki yüksek maçlar oluyor, izleyici sayısı çok arttı. Maçlara gelen taraftar sayısı fazlalaştı. Artık çoğu insanın kadın futbolu hakkında bilgisi var ve destek oluyorlar. Değer görülmesi ve önemsenmesi gibi gelişmeler bizleri çok mutlu ediyor.
Takım olarak yukarılara çıkmak için çok özverili çalışıyoruz. Eminim ki bu da olacaktır. 2. devre bizler için çok farklı olacak.