Merhaba, ben Zeliha Sude KARATEKİN. 20 yaşındayım. Spor hayatıma orta okulda hocamızın kurduğu kız futbol takımıyla başladım. Esenler Yavuz Selim Lisesine geçince Fatih Vatan Spor Kulübüne transfer oldum. Yaklaşık altı yıldır Fatih Vatan forması altında devam ediyorum. Bu yıl kiralık olarak Bağcılar Evren Spor'da görev alıyorum. Aynı zamanda Esenyurt Üniversitesi’nde okuyorum.
Futbol benim hayatımın bir parçası. Hayatımı futbola göre şekillendiriyor, bu sporda başarılı olup, ülkemde iyi bir kaleci olarak anılmak istiyorum. Kendimi futbol oynarken mutlu hissediyorum ve bu sporu çok seviyorum.
Evet, açıkçası pek koşmayı sevmediğim için kaleci olmayı tercih ettim.
Maçtan önceki günler maçı düşünürüm, ne yapacağımı, nasıl olmam gerektiğini kafamda kurarım. Maçı önceden yaşarım ve konsantre olurum.
Pek yeterli bulmuyorum. Çünkü kadın futbolu bildiğiniz gibi yeni yeni değer görmeye başlıyor, yeni yeni profesyonelleşme içinde. Bu sebeple çoğu kulüplerin kişiler bazında kurulduğunu ele alırsak tek hoca bir takımı yönetmeye çalışıyor. Biz Süper Ligde oynayan kaleciler, biraz daha alt liglere göre şanslıyız. Kaleci antrenörlerine bütçe ayırıp, hoca tutabiliyorlar ama alt liglerde maalesef kaleci antrenörü sıkıntısı çeken takımlarımız var. Aynı zamanda malzeme konusunda da birçok kulübümüzün malzeme yetersizliğinden iyi antrenman çıkarmamız, gelişmemiz daha da zorlaşıyor. Bunun da gün geçtikçe, profesyonelleşmeye başladıkça karşılanacağını düşünüyorum.
Futbol dışında devam eden okulum var. Antrenörlük 3.sınıf öğrencisiyim.
Bunun için öncelik biz futbolcularız. Biz ne kadar bu işe asılır, çalışırsak, seyircilerin izleme zevkini yukarı çekersek o kadar ilgi artar. Sonrası iş kulüplerimize, federasyona ve sponsorlara düşüyor. Kadın futbolunun bir yerlere gelmesini istiyorsak hepimizin taşın altına elini koyması gerekir. Güzel oyun olursa seyir zevki artar, taraftar kitlesi çoğalır. Kitle çoğalırsa maç yayını olmak zorunda kalır. Yayın olursa sponsor bulunur ve bu sektör büyüyerek devam eder.
Evet, kadın futbolunda böyle şeylere çok rastlıyoruz. Hatta maddi imkansızlıklardan kapatılan kulüpler bile var. Bunun için federasyonun ve sponsorların yardımı olması gerekiyor. Tabi bunların olması için konu yine en başa, biz sporculara ve kulüplere geliyor.
Tabi ki de çok önemli. Ancak birlik olursak bir şeyleri düzeltip üst seviyeye taşıyabilir, gelecek nesle daha rahat, daha kolay şartlar sağlayabiliriz.
Spor denince akla ilk gelen futbol ve erkek egemen bir spor olarak görülen bir ülkede yaşıyoruz. Kadın futbolu daha emekleme aşamasında. Yavaş yavaş yürüyoruz. Daha iki sene öncesine kadar Beşiktaş Kadın Futbolu'nun dışında Erkek Süper Liginden bir takım bile yoktu. Geçmişte Galatasaray açtı ama kapattı. Son iki yıldır bilinen gözde kulüplerimizin de kadın futbol takımı açmasıyla kadın futboluna artan bir ilgi var. Burada iş kulüplere ve sporculara düşüyor. Ne kadar iyi çalışıp oynarsak arz talep de o kadar artar. Böylelikle sponsorların ve TV Yayınlarının gelirleri artar. Bunlar arttıkça kadın futbolcuların gelirleri de aynı şekilde artar.